Üçüncü Halin İmkanı Bir İman meselesidir
Üçüncü Halin İmkanı Bir İman meselesidir
Düşünmek ve inanmak arasında kalan kişi zannına göre hareket eder,oysa ki zannın gerçekten(haktan)hiçbir nasibi yoktur.İşte bilim insanlarının çoğunun düştüğü hata da burasıdır.İnanmayı ayıp veya acizlik olarak görüp zanna göre hareket ederler yada direk inkara kalkıp yok sayarlar,aslında gerçek acizlik de budur.Çünkü ispat edemediğini yok sayan/kabul eden bir mantık vardır burada ve bu mantık,bugün ki modern mantığın,klasik mantıkta olduğu gibi üçüncü halin imkansizligi,yani “ya doğrudur yada yanlıştır”,”ya odur ya da değildir”,yaklaşımının dışında “belirsiz” olarak kabul ettiği üçüncü durum/hal veya degeri itibara almadan bir denklem kurarak bir nevi “Newton fiziğini”,”kuantum fiziğine”tercih ederek önemli bir yöntem hatası yapmaktadır.Burada çok titiz bir ifade ile söyleyecek olursam;her boyut,bir üst boyutu değil aslında her üst boyut bir alt boyutu inşa eder.Mesela iki boyutlu bir alem ancak üç boyutlu bir alemde yaratılır.Yani iki boyutlu bir alemin ereği üç boyut olsa da onu yaratacak güç aslında yine ereğin kendisi olan üçüncü boyutun istidadidir.Yani yani yani,harfler kelimelere,kelimeler sözlere ve sözler anlamlı cümlelere dönüşmeden önce bir düşünce atmosferi ve güçlü bir niyetin dünyasında hazırlanıp plana göre dizilirler.Asla harflerle düşüncelerimizi inşa etmeyiz,düşüncelerimize göre harfleri kullanırız.Ve son bir ifade ile dersem
Allah vardır,herşeyin başıdır ve yaratıcısıdır.Ve sonra tekrar O’na dondurulecegiz.Bunu bilmeseniz de artık iman edin!..