Kanal İstanbul’a Dair
Doğa kendisine ait bir sıkıntı var ise bunu kendi fiziki kanunları çerçevesinde çözer,belli bir dengeye ve düzene oturana kadar da bu böyle devam eder.Depremler,sel felaketi,nehir taşmaları,volkan patlamaları,tsunamiler,hortumlar,yıldırım düşmeleri,göçmeler,heyelan,v.s.,v s.,sayabiliriz.Ve insan doğanın bu dengesine uygun ve uyumlu bir toplumsal yaşam,yerleşme,şehirleşme ve sanayileşme çözümü üretmeli veya tercihin de bulunmalidir.Bunu şöyle bir örnek vererek izah edelim;doğuştan bizimle gelen bedensel özelliklerimizi,tipimizi, sırf daha fazla güzellik veya estetik uğruna değiştirmeye kalkarsak bunun çok önemli ve kalıcı başka sorunlara dönüşebildigini muşahade ediyor ve biliyoruz,ana bununla beraber gerçekten sağlık ve psikoloji açısından bazen gerekli cerrahi mudahaleler olabilmektedir.İste bunun gibi bir coğrafi alanda sırf daha fazla tüketim,rant ve kullanım için doğada yapay bazı müdahaleler yapar,doğayı/doğalı değiştirmeye kalkarsanız,doğa kendisine ait olanı geri almak için size gereken cevabı en doğal şekilde verir…İnsan doğaya karşı değil doğa ile beraberdir.Ve kendisine daha fazla yarar sağlamak istiyorsa doğaya da fayda sağlamalıdır.Doğa ile uyumlu,barış ve huzur içinde yasamalidir…Kanal İstanbul bir projedir ve en başta doğaya ihanettir!Adını açıklarken kullanildigi gibi “çılgın” bir projedir ve çılgınca şeyler,akla,edebe ve ahlaka mugayirdir.Gelin yeniden insan olmanın şuuru içerisinde bu yapay,çılgın ve düşmanca bir projeyi sadece çocukça bir hayalin ifadesi olarak bırakalım.İstanbul dünyanın başşehridir.Ve bu şehre ihanet insanlığa ihanettir!Paralel devlet olmayacağı gibi paralel kanal,paralel boğaz ve paralel İstanbul da istemiyoruz!Herşey insan ve doğa için!..