Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20 °C
Az Bulutlu

Zaman,Mekan ve İnsan

17.07.2019
617
A+
A-
Zaman,Mekan ve İnsan

Zaman,mekan ve insan,..
Öylece doğup geldiğimiz,ve  öylece  yaşayıp öleceğimiz topraklar mıdır bu dünya?Sebepler ve sonuçlar,nedensellik ve gereklilik,,,öyle söylenir ya! öyleyse bunların üzerine bina edilmiş bu mekaniğin içinde bir şeylere dokunmak,temas etmek,etkilenmek ve etkilemek,niçin var!.yada ne işe yarar,!..üzüntüler,kederler,korkular,sevinç ve mutluluklar neden var,ben ve sen o ve biz,siz,onlar,..neyiz,nedeniz,ne içiniz!?
Sürekli bir müziğin sayılı notaları veya devamlı bir konuşmanın adetli harfleri gibi yada belli bir ereğe yöneli kutsal bir eylemenin hazır rollerini göreve çeviren onları icra eden özneler miyiz yoksa,veya sonsuza kadar devam edecek,hiç bitmeyecek bir eylemin,böylece hiçbir zaman tamamlanmayacak bir yüklemsiz cümlenin öylece öğeleri miyiz!!??Değilse neyiz,nedeniz!?..
Akıp giden bir suya bakar gibi izlemek de var,o suyun içine girip beraber akmak da…Eşsiz bir güzelliğin temaaşasına kapılıp,yapacaklarını unutmak da var,gözlerini yumup işine devam etmek de…evet zaman baş mimar,herşeye sıra veren,öne getiren,bina eden,sonra onu eskiten,öğüten,geri bırakan ve hiç olmamış gibi izlerini silen,yok eden..,aynı rezonansa sahip ama ayrı rezidansları olan,herkese herşeye aynı anda dokunan ama farklı farklı duyumsanan ve coğrafyaya kendini tanıtırken adını tarih olarak sunan bu eşsiz,tadsız,renksiz,kokusuz,sessiz ve şekilsiz olan.
Mekan ise bir ana gibi,enkarne olmuş bedenlerimizi alsa da kucağına,barındırıp beslese de bizleri,eşit davranmıyor gibi her evladına ,çünkü sen orada ben burada;arada sıra dağlar,nehirler,çöller ve ovalar,kimi salkım söğüt bahçelerde kimi ise zakkumlu sönük çoraklarda ,kimileri;saray,konak,yalılarda,kimi ise harap,izbe,viranede…
Ve insan işte,üçüncü faktör veya boyut;bedeni ile mekanı,ruhu ile zamanı aklı ve duyguları ile de Tanrıyı temsil eden yüce varlık ama mekana sahip omaya çalışırken zamanı harcayan cahil yaratık.Sahip olmayı hakim olmaya tercih eden saçma mahluk,geçmişi hatırlayan,bugünü yaşayan ve geleceği düşleyen,tasarlayan farkında bir organizma…
Proaktif bir söylemle insan,ne zamanın ne de mekanın bir ürünü değildir,dolayısı ile matematiksel bir ifade ile iki boyuta(zaman ve mekan) eklenen üçüncü bir boyuttur,sağa ve sola uzanan bir yapının,yukarı veya aşağı yönü olmasını da sağlayan,onu derinlikli ve anlamlı kılan üçüncü boyut.İşe bu şekilde yaklaşmamın götüreceği şey,insan;zamandan ve mekandan ayrı olan ama beraber olduğunda bir anlam ifade eden bir üçüncü ayrı türdür.Mesela zaman olmazsa insan ve mekan bir anlam ifade eder mi,veya mekan olmaz ise zaman ve insan,yada insanın yokluğunda mekan ve zaman ne ifade eder,değil mi!Şimdi bu sterotipten hareket edildiğinde bu üç boyutlu yapının içi ve dışı meselesi de gündeme gelir ki bunu ne ile açıklarız veya doldururuz!Öyle ya bu nesnel anlayışın bizi bir de mantıksal kabule götürmesi gerekir değil mi!Evet,düşündüğümüzde cevap kendiliğinden geliyor,bu yapının içi de dışı da Tanrıdır ve hatta o yapının kendisi de!..Zamanın ,mekanın ve insanın olmadığı yerler de vardır ve Tanrı yine işte oradadır.Ve bu üç boyutu bir küp şeklinde imar eden de O’dur..Kutsal kitaplarda (Tevrat,İncil ve Kur’an)dünya için altı günde bir yaratılıştan söz eder,işte bu kübik yapının da altı yüzü vardır,yani bir zar düşünelim altı tane yüzeyi olduğunu biliyoruz,işte bunun gibi yaratılmış her şeyin nihai olarak anlam kazandığı ve kutsal kitapların birbiri ardına geldiğini ve dört adet ilahi kitabın olduğu,bunların şeriat içerdiği ve hüküm ifade ettiği,inan ve eylem birliği isteyen dört kutsal kitap!..Ve evet yine bu dört kitap da kübik yapının imarı için gerekli dört sütunun varlığına işaret eder.Nasıl,daha somut bir kavrama sağlanabiliyor artık değil mi?!..
İnsan birçok soru etrafında çok derin düşüncelere dalar,bazen imanını,inancını sorgular,bazen kimliğini,kişiliğini,bazen varlığını ve kendini,ama bu sorulara net bir cevap veremez,hipotetik düşünceyi de,teolojik düşünceyi de,felsefi ve metafizik düşünceyi de kendine rehber edinse maalesef cevap veremediği konular cevaplayabildiği konuları aşmaktadır.Ama buna rağmen insan eylemleri ile tarihe yön vermiş ve kendine rasyonel gerçekliği olan bir dünya edinmiştir,kurgusal ve kuramsal dünyasının ötesinde davranışları ile şekillendirdiği reel bir dünya.. ve bu dünyanın otonomlaşmış gerekleri,icapları,kabulleri,sistematik olarak insanın zihinsel tasarımlarına ,duygu dünyasına ve düşünce atmosferine etki etmektedir ve bu şekilde sürekli etkileşimin yarattığı yeni bir sosyal dünyada insan,varlığını idame ettiren ama farklı temasları ve yaratılıştan gelen yeti ve motivasyonları ile tepki veren kollektif bir canlı olagelmiştir.Aslında bu geniş çerçevede insan,sosyal dünyası için sorularına cevap bulabildiği kadar rahattır ama bu rahatlık insana yetmemektedir ve merak ettiği kadar özgür olmak da bu sosyal varlığımızı aşan ve bizi idrak sınırlarımızın ötesine,metafiziğin gizemli dünyasına sevkeden felsefik yanımız yani bilgiye olan aşkımız,açlığımızdır,ne kadar içilse de daha da içmemizi sağlayan ruhani yanımızdır.
Böylesine karışık bir yazının içinden süzülen bir soruyu sormadan kapatmak istemiyorum.O halde zaman,mekan ve insan üçlüsünün temsili olan şey dünyada hangi mimari yapıdır?Ve bu mimari yapı kimin evidir?…

images%2B%25285%2529

Arkadaşlarınızla Paylaşın:
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 2 YORUM
  1. Oku oku bil dedi ki:

    üstadım eline emeğine sağlık çok güzel yazmışın okudum ama konunun zenginliğinden ne yazacağımı şaşırdım yazamasamda anladım derin düşüncelerinin olduğunu biliyorum ama bu denli daha derin konulara el atacağını tahmin edemedim bravo

  2. Mestiyar dedi ki:

    Gönlüne,yüreğine sağlık üstadım,teşekkür ederim.