Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 24 °C
Az Bulutlu

Bir kedim vardı… Meğer Kendi Ellerimle öldürmeye götürmüşüm.

26.02.2019
1.433
A+
A-
Bir kedim vardı… Meğer Kendi Ellerimle öldürmeye götürmüşüm.

Bir kedim vardı… Meğer Kendi Ellerimle öldürmeye götürmüşüm.

Bir kedim vardı. yedi yaşındayken arabanın çarpması sonucu çenesi ve ön patileri kırılmıştı. Ankara dışkapı veteriner kliniğine götürdüğümde yapacakları bir şeyin kalmadığını ve kedimin acı çekmemesi için ölmesi gerektiğini bunun içinde iğne yapacaklarını söylediler. Dünyam kararmıştı. Nerede olduğumu bir an unutmuştum. 
 
Boş boş duvarlara bakmaya başladım. Doktorun ikazı ile kendime geldim. Boğazım düğümlendi, gözlerim doldu… Konuşamadım. benim bu denli üzülmeme sanırım doktor da dayanamadı ve bana bunu yapmalarının kedim için bir kurtuluş olacağını, acılarının dineceğini fısıldadı kulaklarıma… yapacağım bir şeyin olmadığını biliyordum ama Arap’ımın gözlerimin önünde öleceği ve bunun için kendi ellerimle veterinere getireceğim aklımın ucundan bile geçmezdi. Titriyordum, yalnızdım, karar verme yeteneğim sıfırlanmıştı artık kedimin canı benim dudaklarımın arasından çıkacak o tek kelimeye kalmıştı. Peki….
Ama o kelime bir türlü çıkmıyordu gözlerim Arap’ın gözlerine bakıyor, Arap’ım benim gözlerimin içine bakıyordu… Adeta bana evet evet de der gibiydi. Çünkü çok canı yanıyordu ve o bana bakan gözlerinin pınarlarında küçük küçük yaşlar birikmişti.
 
Allahım, Allahım diye ellerimle karnını okşadım. Sırtını sıvazladım o siyahımtırak beyaz tüylerini okşadım.  Okşadıkça ağladım. Ben ağladım doktor ağladı. Ben ağladım doktor ağladı. Son kez dudaklarımı kedimin yüzene götürdüm ve öptüm, öptüm, öptüm. İçim yanıyordu içim. Doktorla göz göze geldim dudaklarımı açmadan, Azraili olmadan o tek kelimeyi söylemeden… Boynumu büktüm teslimiyetimi kabul ettim ve arkamı dönüp çıkacaktım ki doktorun hayır siz tutun demesi ile bir kez daha yıkıldım. 
 
Arap gözlerimin içine bakıyordu ben onun ön ve arka ayaklarını tutarken, sadece gözlerimin içine bakıyordu… Büyük bir iğne gördüm sadece ve kalbine doğru giderken sadece baktım. 
 

Bir canın nasıl çekildiğini ilk defa görüyor ve yaşıyordum. İğne etkisini gösterip vücudu kaskatı kesilince anladım ki Arap öldü… Ve ben bu yazıyı yazarken bilgisayarımın klavye tuşları gözlerimden akan yaşlar ile ıslandı. Allah’ım hiç mi acısı unutulmaz. Hiç mi çıkmaz bu acı içimden? Çıkmasın, öyle kalsın. Benimle birlikte o acı gidebildiği yere kadar gitsin…

Diğer Anılarım Bölümü İçin TIKLAYINIZ

 

 

Bir kedim vardı… Meğer Kendi Ellerimle öldürmeye götürmüşüm

Bir kedim vardı… Meğer Kendi Ellerimle öldürmeye götürmüşüm

Arkadaşlarınızla Paylaşın:
BİR YORUM YAZIN

Yorumu Cevapla [ Yoruma cevap yazmaktan vazgeç ]

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 4 YORUM
  1. Anonim dedi ki:

    Çok etkilendim ve üzüldüm. Güzel bir yazı olmuş. Tebrikler

  2. Anonim dedi ki:

    hayvanalrı anlamak sevmek işte bu kardeşim çok güzel yazmışın herkesin okumasını isterim

  3. Mistikabla dedi ki:

    ? çok üzücü

  4. Oku oku bil dedi ki:

    Hala içim yanıyor anlatamam